10 Nisan 2013 Çarşamba

ROSA LUXEMBURG VE SPARTAKİSTLER

"Hareket etmeyenler, zincirlerin ne kadar ağır olduğunu bilmezler"
Rosa Luxemburg


ROSA LUXEMBURG KİMDİR ?
(1871 - 15 Ocak 1919)
          Sosyalist düşünceye adanan bir yaşam.


         Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Polonya'da doğdu. Daha genç yaşlarında sosyalizmle tanıştı ve dönemin solcu gruplarında yer aldı. Daha 18 yaşındayken içinde bulunduğu gruplar ve politik görüşü yüzünden İsviçre'ye kaçmak zorunda kaldı. 1889'da Zürih Üniversitesi'ne girdi. Burada felsefe, tarih, politika, ekonomi ve matematik öğrenimi gördü, hayatında büyük etki bırakacak isimlerle tanıştı.
     1890 yılında Bismarck'ın sosyal demokrasiyi yasaklayan kanunun lağvedilmesi ardından, sosyalist parlamentoya girdi. Parlamentoya giriş, dönemin sosyal demokratlarının devrimci uçtan uzaklaşmasına ve parlamentoda daha etkin olabilmek için çalışmasına neden oldu. Bu, Rosa Luxemburg'un da dahil olduğu devrimci görüş çizgisindekileri rahatsız etmekteydi. Bu sırada Zürih'te öğrenim görmeye devam eden Rosa 1898 yılında doktorasını tamamladı. Özgür bir Polonya için çalışmalarına devam etse de, onun kafasındaki tabloda Almanya, Avusturya ve Rusya'da devrim gerçekleştiği taktirde Polonya özgür olabilirdi. Bu tablo milliyetçi bir çizgi çizen Polonyalı sosyalist grupların ve Polonya Sosyalist Partisi'nin ondan daha da uzaklaşmasına neden oldu. Daha sonra bu görüşleri Rus sosyalist çevrelerle de ilişkisinin bozulmasına yol açacaktı.
      1898 yılında Gustav Lübeck ile evlenerek Berlin'e taşındı, Alman vatandaşlığı kazandı. SPD'nin (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) aktif bir üyesi oldu. 1900 yılına gelindiğinde Luxemburg'un fikirleri tüm Avrupa'da sosyalist çevrelerde büyük yankı uyandırmakta, yazdığı makaleler ilgi görmekteydi. Özellikle Eduard Bernstein'in düşüncelerine getirdiği eleştiriler ile öne çıkıyordu. Alman militarizminin yükselen değer olması Luxemburg'u ziyadesiyle rahatsız ediyordu, bu konuda partiyle de ters düşmüştü. 1904 ile 1906 yılları arasında siyasi faaliyetleri ve görüşleri nedeniyle üç kez hapse girdi. Aldığı hapis cezaları onu yıldırmadı, faaliyetlerine devam etti. SPD'nin eğitim merkezlerinde Ekonomi ve Marksizm öğretmeye başladı.
      Savaşın başlamasıyla esen milliyetçi rüzgar SPD'nin de milliyetçi eğilime yönelmesine neden oldu, ki bu Luxemburg'un fikirleri ile tamamen tezatlık oluşturuyordu bu sebeple partiyle olan tüm ilişkisini kesti. 5 Ağustos 1914'de Karl Liebknecht ile beraber Internationale grubunu kurdu. 1 Ocak 1916'da grubun adı Spartaküs Birliği (Spartakistler - Almanca Spartakusbund) oldu. Grubun devlete karşıt tutumu yüzünden 28 Haziran 1916'da Luxemburg hapis cezasına çarptırıldı. Hapiste geçirdiği yıllarda birçok makale kaleme aldı. Özellikle Rus devrimi üzerine yazdıkları ve Bolşeviklere getirdiği eleştiriler çarpıcıdır.
      1918 Kasım'ında Luxemburg hapisten çıktı. Faaliyetlerine devam etti ve Liebknecht ile birlikte Alman Komünist Parti'sini kurdu. 15 Ocak 1919'da Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve Wilhelm Pieck, Freikorps tarafından tutuklandılar, Pieck kaçmayı başarırken Luxemburg ile Liebknecht yedikleri darbelerle bilinçlerini kaybettiler.

Rosa Luxemburg'un Mezarı - Berlin
    Hayatı gibi katledilmesi de sıra dışı olur. 15 Ocak 1919 gecesi kaldığı evin kapısı çalınır. Sokağa çıkacakmış gibi giyinir. Hapishaneye gidecekmiş gibi de çantasını hazırlar. İlk durakları Eden Oteli'nde Rosa'yı linç etme planı gerçekleştiremeyen katiller bu amaçlarına bindirdikleri araçta başına dayadıkları silahı ateşleyerek ulaşırlar. Şoförden arabayı doğrudan Spree nehrinin kenarına sürmesini isterler. Onun sürükleyerek arabadan çıkarırlar. Ayağına bağladıkları taşla birlikte Landwehr Kanalı'na atarlar.


"15 Ocakta ,gece dokuzu biraz geçe ,Mannheimer Strasse NO.43 Adresinde bulunan Marcussohn’un evinin zili çaldı.Rosa Luxemburg ‘kalktı sokağa çıkacakmış gibi giyindi.,gece masasınından Goethe’nin Faust’unu alıp çantasına koydu. Postal sesleri kapısını kapatığı odasından duyuluyordu.
Karargah olarak kulanılan Eden otelinin lobisine iki milisle girdiğinde kalabalık içinden biri ‘’Röschen’ ‘’İşte kart orospu geçiyor.’’diye bağırdı.Merdivenleri her basamağa dikkat ederek o aksayan,toplayan ayağını çevresine belli etmeden Kurmay Yüzbaşı Pabst önüne götürüldü. ‘’siz Frau Rosa Luxemburg’musunuz ‘’diye sordu  Rosa ‘’Kimlik tespiti sizin işiniz’’ diye cevapladı.
Yüzbaşı Teğmen Voğel’i içeri çağırtı.Rosa’ya Moabit cezaevine teslim edeceklerini söylediler. Mantosounu ilikledi tek kelime söylemeden  merdivenlere yöneldi . Merdivenlerden inidiğinde , geçtikleri lobi, Rosa Luxemburg’un buraya geldiğini duyanlarla dolmuştu. Döner kapıya ulaşmadan kalabalık içinden çıkan er Runger tüfeğinin dipçiği ile kafasına vurdu. Rosa,hiç ses çıkarmadan halıyla kaplı yere düştü.Bir kez daha Er Runger şakağına dipçiği ile vurdu,üçüncüsünü vuracaktı ki yanında ki’’Dur bu kadar yeter’’. Kafasın ağzı kanlar içinde olan rosa yerden alınıp iki asker tarafından caddede bekleyen Taksinin arka koltuğuna atıldı.
Yüz metre ilerden gelen silah sesi otelden duyuldu. Teğmen Vogel kılıfından silahını çıkarmış Rosa Luxemburg’un başına nişan almış ve tetiği çekmişti. Tutukluk yapan silahın tetiğini ikinci kez çekerek silahı ateşlemişti.
Araba Spree nehrinin kıyısına geldiklerinde durması emredildi. Teğmen Vogel ‘’buradan atlım ‘’dedi. Birileri ‘’yaşlı kaltak şimdi yüzüyor ‘’dedi."


     25 Ocak 1919'da iki devrimci için çok büyük ve görkemli bir cenaze töreni yapılır. Karl Liebknecht'in mezarının hemen yanında Rosa Luxemburg için de bir mezar yeri bırakılır. 31 Mayıs 1819'da Landwehr Kanalı'ndaki Freiarchen mevkiindeki havuzlardan birinde bir kadın cesedi bulunur bu Rosa Luxemburg'dur. 13 Haziran'da Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht'in yanında kendisi için ayrılan  Friedrichsfeld mezarlığındaki yere kitlesel bir uğurlama töreniyle gömülür.
Ölümünden tam 90 yıl sonra Almanya’da bir hastane deposunda cesedi bulundu
Rosa Luxemburg'un Mezarında Başkası Yatıyor Olabilir!


     Berlin'deki adli tıp bodrumunda elleri, ayakları ve başı olmayan bir kadın naşı bulundu. 1919'dan bu yana binada tutulan ceset Rosa Luxemburg'un anatomik özellilklerine sahip, mezardaki naşa ilişkin verilerin ise devrimcininkilerle uyumsuz olduğu saptandı.

     Berlin Charité hastanesi adli tıp bölümü başkanı Michael Tsokos, adli tıp bodrumunda varlığı yeni fark edilen bir kadın cesedinin 15 Ocak 1919'da katledilen devrimci Rosa Luxemburg'a ait olduğunu ileri sürdü.
     Almanya'da yayınlanan Der Spiegel dergisi, Rosa Luxemburg'un Berlin-Friedrichsfelde Sosyalistler Mezarlığı'ndaki mezarında başkasının naaşın yattığını bildirdi. Derginin haberine göre, Dr. Michael Tskos, başı, elleri ve ayakları olmayan kadın cesedinin 1919'dan bu yana adli tıp bodrumunda bulunduğunu, bilgisayarlı tomografi incelemesi sonucuna göre, cesedin büyük bir olasılıkla Rosa Luxemburg'a ait olduğunu söylüyor. 
    Tsokos'un hazırladığı rapora göre, ceset, öldürüldüğü sıra 40 ila 50 yaşları arasında olan, bir eklem hastalığı olan artrozdan rahatsız ve bacaklarının biri diğerinden kısa olan bir kadına aitti. Rosa Luxemburg da öldürüldüğü tarihte 47 yaşındaydı; doğuştan gelen bir omurga rahatsızlığı dolayısıyla bir bacağı diğerinden kısaydı.
     Charité hastanesi adli tıp bölümü, Haziran 1919'da yapılan otopsinin ve ardından hazırlanan raporun çelişkili olduğunu açıkladı. Buna göre, 13 Haziran 1919'da Berlin-Friedrichsfelde mezarlığına gömülen naaş, Rosa Luxemburg'un anatomik verileriyle uyum içinde değildi. Rosa Luxemburg'un eserlerini yayımlayan Karl Dietz Verlag Berlin yöneticisi Jorn Schutrumpf, bulunan naaşın gerçekten de Rosa Luxemburg'a ait olabileceğini, ancak söz konusu çelişkilerin bugüne kadar hiç kimsenin dikkatini çekmemiş olmasının şaşırtıcı olduğunu söyledi.   Bu arada bir açıklama yapan Rosa Luxemburg Vakfi, bulunan naaşın Rosa Luxemburg'a ait olması ihtimalinin, dönemin Alman egemenlerinin katlettikleri devrimciyi, ölümünden sonra bile rahat bırakmak istemediklerinin bir kanıtı olduğunu vurguladı. Vakıftan yapılan açıklamada, "Rosa Luxemburg devlet kararıyla öldürüldü ve devlet kararıyla da naşı yok edilmek istendi" deniyor. Vakıf yönetimi, Rosa Luxemburg'un naaşının bugüne kadar bir hastanenin bodrumunda bulunmadan kalabilmesini çok manidar gördüklerini belirterek, Dönemin Alman Hükümetinin yasal mirasçısı olan Federal Hükümete çağrıda bulunarak, adli tıptaki naşın gerçekten kime ait olduğunu ortaya çıkarması ve onurlu bir biçimde defninin sağlanması için gerekli adımların atılmasını istedi.
Luxembourg’un mezarında başka bir kadının cesedi olduğu DNA testi sonuçlarına göre ispatlandı.

SPARTAKIST HAREKET NEDİR ?
    Rosa Luxemburg ve Karl Liebnecht,  radikal sosyalizm çizgisindeki hareketlerine Romalı köle Spartaküs'ün Romalı güçlülülere karşı MÖ 73 'de ayaklanarak verdiği mücadele'den esinlenerek Spartakist deyimini vermişlerdi. 
    Savaş karşıtı olan Luxemburg ve Liebnect I.Dünya Savaşına katılmaya destek veren politikalarından dolayı Alman Sosyal Demokrat Partisi (SDP) den kopmuşlar ve 1915 yazında Spartakist hareketi kurmuşlardır. 1914 Haziran'ında Rosa Luxemburg'a orduya hakaretten dava açıldı. Savcı kaçma tehlikesi nedeniyle hemen tutuklanma istedi ve Rosa bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevindeki yazıları için kullandığı takma ad "Junius" dü. Spartakist hareketin felsefesini Rosa Luxemburg Almanya'da hapsedildiği cezaevinde yazdığı "Junius Pamphlet" (Junius Broşürü)de açıklamaktadır.
    Bu dönemde Almanya savaştan çekilmiş, imparator tahttan ayrılmış Friedrich Ebert başkanlığında sosyal demokrat hükümet kurulmuştu.
    Aralık 1918'de Luxemburg ve  Liebknecht gibi Spartakistler Alman Komünist partisini kurarlar ve eylemlerini hızla yaymaya başlarlar.



Spartakist harekete ait bir Poster-1918
 "Spartakistleri'i Seçin"
Rosa Luxemburg ve grubu eski sosyal demokrat yoldaşlarıyla kıran kırana bir mücadeleye girişmişti. Ebert savaştan artakalan dağınık ordunun sağ eğilimli askerlerini ve generallerini Spartakistleri zorla bastırması için ikna eder. Ocak 1919 da Berlin'de ayaklanan Spartakist hareket Alman Sosyal Demokratların onayıyla kurulan faşist milisler(Freikorp'lar) tarafından kanla bastırılmış, Spartakistlerin liderlerinden Rosa Luxemburg ve sevgilisi Karl Liebknecht'i gözaltına alarak infaz edilmişlerdir.


Rosa Luxemburg
 SPARTAKIST HAREKET ve TÜRKLER ?
    Sultan İkinci Abdulhamit döneminde başlayan ve İttihat-Terakki Hükümeti döneminde hız kazanan Almanya'ya öğrenci akımı olmuştur. Bu akım sonrasında Berlin'de, Münih'te, Heidelberg'te hatırı sayılır bir Türk öğrenci grubu bulunuyordu. Almanya’da tahsil gören ve zamanla sosyalizmi de tanıyan bir Türk kolonisi 1918 yılında Berlin, Kantstraße 8 numarada bir kulüp kurmuşlardır.Bu kulüp üyeleri o sıralarda Almanya’da Karl Liebknecht ve Roza Luxemburg’un temsil ettiği sosyalist akımdan bir hayli etkilenmişlerdir. 

      Bu sırada Rusya’da Ekim Devrimi gerçekleşir. Almanya’da ise önemli siyasal tartışmalar ve çatışmalar yaşanmaktadır. Almanya’da Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht üyesi oldukları iktidardaki Sosyal Demokrat Parti ile yollarını ayırıp bir grup kurarlar (Spartakistler) ve süren savaşa karşı çıkarlar.

     1917 'de Almanya'ya giden ünlü ressam Namık İsmail hem Almanya’daki Spartakistler’den hem de Kuva-yı Milliyeciler’den olağanüstü etkilenmekte ve derin bir heyecan duymaktadır.
Namık İsmail-Otoportre
Namık İsmail 1923 - Harman

     Almanya’da Max Liebermann ve Lovis Corinth’in öncülüğündeki sanatçılar, muhafazakar devlet sanat politikalarına karşı çıkarak bağımsız Berlin Secession grubunu oluşturmuşlardır. Namık İsmail bu sanatçılardan daha da ileriye giderek ideolojik olarak Spartakist ruh ve düşüncelerden de etkilenecektir. Bir yandan Liebermann ve Corinth etkili resimler yaparken öte yandan da o dönem Almanya’sında bulunan devrimci Türklerle birlikte Befreiung(Kurtuluş) isimli siyasi bir dergi yayımlarlar. Tek sayı çıkabilen derginin künyesinde “Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası’nın yayın organıdır” yazılıdır.
     Namık İsmail 1919'da Almanya’dan da geri dönecek ve İstanbul’da arkadaşlarıyla birlikte hem Dr. Şefik Hüsnü’nün genel sekreterliğini yaptığı bilinen Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkasını (TİÇSF) kuracaklar hem de kendisi -kısa bir süre de olsa- partinin genel başkanlığını yapacaktır. Parti, Kurtuluş dergisini yeniden yayımlayacak; kendisi de dergide “Sosyalizm ve Sanat” la ilgili yazılar yazacaktır.
Namık İsmail (1890-1935)
     TİÇSF kurucuları hiç tereddütsüz Kemalistlerle birlikte Milli Mücadele’ye katılacaklar ve Anadolu’ya çıkacaklardır.
    Prof. Mete Tunçay Berlin'deki "Spartakist Türkler"in sayısını 18 kişi olarak vermektedir. Bu grup 1919'da Berlin'de Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası'nı kurmuşlardı.
    Alman sosyal demokratların kıyımlarından kaçan Türk Spartakistlerin büyük bir kısmı Türkiye'ye dönmüş, bir kısmı da Ekim Devrimi'ni yaşayan Rusya'ya gitmişlerdir. Atatürk'ün teyzesinin oğlu Reşat Fuat Baraner, Spartakistlerin ayaklanmaları sırasında Rusya'ya kaçarak canını kurtarmıştır.
    1919 'un Mayıs'ında İstanbul’a gelenlerden biri Ethem Nejat; bir diğeri Heidelberg doktoralı Arap İsmail Hakkı Hilmioğlu’dur. İstanbul’a geldikten sonra başka kaynaklardan sosyalizmi tanımış insanlarla birleşip 1920’ye kadar Kurtuluş dergisini Türkiyede yayınlamaya devam ederler. Aydınlık dergisini de bu grup çıkarır.


Parti'nin Yayın Organı Aydınlık'ın
1 Haziran 1921 Tarihli İlk Sayısı
     Türkiye'ye dönen grup,Şefik Hüsnü Değmer'le birlikte fırkanın ismine "Sosyalist" kelimesini ekleyerek "Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası"nı hayata geçirmişlerdi. Milli Mücadele dönemi ve sonrasında Spartakistlerin bir kısmı Şefik Hüsnü ile yollarını ayırarak başka görevlerde bulunmuşlardır. Fırkanın kurucuları arasında Spartakistlerden Vedat Nedim Tör, Sadık Ahi, Nizamettin Ali Sav, İlhami Nafiz Pamir, Nurullah Esat Sümer, Nafi Atuf Kansu ve Mehmet Vehbi Sarıdal da vardır.
Soldan, Vedat Nedim Tör, Burhan Asaf,
Yakup Kadri,
Mehmet Şevki,Şevket Süreyya,
İsmail Hüsrev (Kadro Dergisi)

 

Ethem Nejat (ortada) Mustafa Suphi (sağda) ile
Nurullah Esat Sümer (1899-1973) 
ROSA LUXEMBURG VAKFI ve HEYKELİ-BERLİN     Halen Almanya-Berlin'de Rosa Luxemburg adına kurulmuş bir Vakıf mevcuttur. Ostbahnhof'a çok yakın bir yerde, Franz Mehring Platz'da bulunan bu vakıf binasının hemen önünde Rosa Luxemburg'un bir heykeli ve heykelin hemen arkasında Karl Liebknecht ve Mathilde Jacob'un rölyefleri bulunmaktadır.


Rosa Luxemburg Vakfı (RLS) - Berlin
Karl Max Allee - Pariser Commune Strasse
Franz-Mehring-Platz 1 - Berlin - Ostbahnhof

Rosa Luxemburg Heykeli - Berlin
Heykeli Yapan : Rolf Biebl - 1996
Rölyefler : Ingeborg Hunzinger - 1996
Karl Liebknecht ve Mathilde Jacob
Ziyaret : 6 Kasım 2012


"ROSA LUXEMBURG'UN HAYATI" FİLMİ (1986)

"Die Geduld der Rosa Luxemburg" adıyla 1986 yılında  yönetmenliği Margarethe von Trotta tarafından yapılan film 1986 yılı Cannes Film Festivalinde  Barbara Sukowa'ya  en iyi oyuncu ödülünü kazandırmıştır. Ayrıca film aynı yıl Alman Film Ödülü(Bundesfilmpreis) nü de kazanmıştır.  









Rosa Luxemburg’un Türkçe’de yayınlanan kitapları
1- Sosyalist Siyasal Düşünüş Tarihi Cilt – 2 – Rosa Luxenburg – Rus Devrimi sy.637-677- Bilgi Yayınları 1976
2- Kitle Grevleri – Rosa Luxenburg –Maya Yay.-1976
3- Spartakistler Ne İstiyor – Rosa Luxenburg – Belge Yayınları -1979
4- Siyasal Yazılar- Rosa Luxenburg – V Yayınları -1989
5- Kitle Grevi Parti ve Sendikalar – Rosa Luxenburg – Z Yayınevi -1990
6- İktisat Nedir – Rosa Luxemburg- Belge Yayınları – 1987
7- Sosyal reform mu Devrim mi? – Rosa Luxemburg- 1993
8- Ulusal Ekonomiye Giriş – Rosa Luxemburg – Belge Yayınları- 1995
9- Sermaya Birikimi – Rosa Luxemburg – Belge Yayınları- 2004
10- Sevgiliye Mektuplar – Rosa Luxemburg – Agora -2006
11- Ulusal Sorun – Rosa Luxemburg – Belge Yayınları – 2010
12- Tolstoy’un Yolu –Rosa Luxemburg – YGS Yayınları – 2003
13- Rus Devrimi – Rosa Luxemburg – Yazılama Yay. – 2009
Biyografileri
1- Rosa Luxemburg – Tony Clıff – Anadolu Yay. – 1968
2- Rosa Luxemburg I – II – Peter Nettl –Ataol Yay. – 1991
3- Bir Mektup Ustası Rosa Luxemburg –Gilbert Badia – Pencere Yay.-1999
4- Rosa Luxemburg: Her Şeye rağmen Tutkuyla Yaşamak –Annelies Laschitza –Yordam Yay. – 2010
5- Rosa Luxemburg : Bir Yaşam – Elzbieta Ettinger – Belge Yay.-
Önemli İlgili Kitaplar
1- Marksizm ve Din- Michael Löwy – Belge Yay –1996 -Syf 32-33 (oldukca kısa bir bölüm)
2- Dünyayı Değiştirmek –Michael Löwy – Ayrıntı Yay –1999 – (Ulusal ayrıcalığa Karşı Radikal Sol –syf -90-95 – Rosa Luxemburg’un “Ya Sosyalizm Ya Barbarlık” anlayışı syf- 127-135)
3- Tarih ve Sınıf Bilinci – Gyorgy Lukacs – Belge Yay.-1998 – ( Marksist Olarak Rosa Luxemburg syf 87-111)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder